24 Temmuz 2014 Perşembe

OLRİC

 -Bazen Yok Olmak Hiç Olmaktan İyidir Olric..!! 
- Yok'mu Olalım Efendimiz ?
 -Varmıyız ki Olric ?..

Hüzne bulanmadan yaşanmıyor ki olric... İlk açılan yaranın bir daha kapanmayacağını… İlk kopan fırtınanın ömür boyu dinmeyeceğini… Hep ilk olanın ne varsa aniden değiştirileceğini nereden bilebilirdin ki Olric... Şehirler değiştiriyorum…Olric…"içimden şehirler geçiyor sen her durakda duruyor inmiyorsun"lara takılıp kalıyorum… Şehirler değişiyor olric… Ben değişiyorum… Değiştikçe kanıyorum… Dünya da değişiyor ... Bir yaşanmışlıklar olduğu gibi duruyor işte... "Sen yok desen de... Ay dolunay işte..."

‎- Nerede hata yapıyoruz Olric?
- Uygulamada efendimiz..
- Nasıl yani Olric?
- Hiç onun saçlarına dokunmak, sadece kokusunu hissetmek, sıcaklığını duymak yerine diğerleri gibi sadece cinsel obje olarak gördünüz mü?
- Hayır Olric..
- Çıkar gözetmeksizin, iyi de kötü de her şeyine razı olarak yanında oldunuz mu?
- Evet Olric..
- Onu Ondan çok sevmediniz mi? Ondan çok düşünmediniz mi? O gülerken bile gerçekten gülüyor mu diye kendi içinizi yemediniz mi? Saçının teline zarar gelse dünyayı ateşe vermediniz mi? Sesini duymakla bile eliniz ayağınız kesilmedi mi?
- Öyle Olric..
- Daha ne olsun Efendimiz?
- Ne yapmalı Olric?
- Özür dileyin efendimiz.. Onu ondan çok sevdiğiniz için, Onu ondan çok düşündüğünüz için, yeri geldiğinde anasından babasından çok koruyup kolladığınız için, zor anlarında çıkarsızca yanında olduğunuzda size minnettarken, yüzünde tebessüm varken unuttuğu için, kendinden korkup sizi sevmediği için, bunca sevgiye rağmen hala kaçtığı için, yalancı bakışlarla bakmayıp, yüreğinizin en derininden gelen sevgiyle onu sevdiğiniz için, canınızı bu kadar yaktığı için özür dileyin efendimiz..
- Ama Olric!
- Dileyin! Hata sizin efendimiz..
~ Özür dilerim ey yâr gönül tahtıma seni sultan eylediğim için..
Affet beni diğerleri kadar basit sevemediğim için..


-İçimi bir soğukluk kapladı Olric. Uzaktaki ülkemin, buzlar ülkesinin bir özlemi olacak bu Olric. Bu sahte 
sıcaklık beni hiç ısıtmadı; şimdi anlıyorum bunu.
 -Nefes alamıyorum Olric. Bu insanlar içinde kendime rol biçemiyorum... Ah Olric, ölemiyorum bile!

-Her Doğan Gün Parantez Açtı Gönlümüze Ömrümüze Beynimize .. Ama İçini Dolduramadık Olric Anlamını Kaybetti Parantez"in İçini Doldurduğumuz Tüm Sahici Sandığımız Cümleler...

-Tut ki güneş açtı.. papatyalardan taç yapar mı saçlarımıza? 
- Bilinmez efendimiz... - Yıldız kaydığında diler mi bizimle olmayı? - Sanmam efendimiz... - Ben de sanmam... gidelim olric... -Gidelim efendimiz…... 

 Az´ım Olric...azımsanıyorum...azım sanıyorum!...
 Gidip bir köşede biriktirme zamanım geldi de geçti bile…
 Ki az zamanda ne şiirler biriktirmiştim içimde… 

 -Ben…Aşk belki... diyerek çıktım yola… Aşk belki… her bitenle başlayandı… Başlayamadım Olric!...


                                                              OĞUZ ATAY -TUTUNAMAYANLAR

6 yorum:

DOREMİ dedi ki...

Güzel bir alıntıyla yeniden burada olmana sevindim :)

Birde iyi bayramlar şimdiden :)

The Merika dedi ki...

Mutlu Bayramlar :)

Adsız dedi ki...

nasıl zor okumuştum ama okudukça içine gömülmüştüm. edebiyat tarihimizin en ilginç kitaplarından biridir. hatırlattığın için teşekkürler

Unknown dedi ki...

"Nerede hata yapıyoruz Olric?
- Uygulamada efendimiz..
- Nasıl yani Olric?
..." bu kısım hangi sayfadaydı basini hatırlıyorum ama sonundaki ey yâr kısmı sanki hic okumamisim gibi

Unknown dedi ki...

"Nerede hata yapıyoruz Olric?
- Uygulamada efendimiz..
- Nasıl yani Olric?
..." bu kısım hangi sayfadaydı basini hatırlıyorum ama sonundaki ey yâr kısmı sanki hic okumamisim gibi

ErsinCe dedi ki...

Benim bloglarım
Şiirler Güzelsözler
Cerazza
Zibrit Tavuğu