10 Haziran 2014 Salı

ÖLÜMÜN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ



İnsan eti ağırdı.İnsanı insan gibi taşımak oldukça zordu,ona zarar vermeden.
Talihsiz bir andı.O gün bir karar verdim ,bana ağır gelmeye başladı mı insan, kilo vermesini öneriyordum..Kendi etimi hafifletmeye başladım.Kimseye ağırlık olmasın diye..Az yiyerek,az sömürüyordum karşı tarafı.
Böylece hem formda kalıyor,hem de keşkelerimi azaltıyordum.Sonra anladım ki ,bu eti ağır olan insanlar, beni yiyormuş hiç keşkesiz.
Hazmedemedim bu yamyamlığı,İnsan bir başka insanı yermiydi hiç?..Sonra öyle bir an geldi ki ,bir gün birbirimizi taşımak zorunda kaldık.
Onlar benden önce ölüyorlardı bir bir, görüyordum..
Fazla ağır olacak gibiydi leşimiz,affettim sonra beni yiyen insanları.
Ölünce piş/şiş-manlık ödem yapmasın,beni taşıyacak olana yük olmasın diye.
Çünkü biliyordum,epey ağırdı..

5 yorum:

Adsız dedi ki...

En ideal durum, birbirini taşımanın ağırlığını hissetmeyen, hatta bundan keyif alan insan ilişkileri sanırım... Ama o kadar azlar ki.

DOREMİ dedi ki...

Epeydir uğramamışım sana..güzel bir yazı yine senden.

Ps:Converslerini atmaya geldim ;)CWRM.

Unknown dedi ki...

Ne güzel yazmışsın..

Hektor dedi ki...

Taşıması zor olan insanın kütlesel ağırlığı değil, kültürel ağırlığıdır. Kültürel ağırlığın ne kadar çok olursa, her türlü kütlesel ağırlığı taşırsın. Kütlesel ağırlığın çok olsa bile, kültürel ağırlığın yoksa, en hafif kütlesel ağırlığı bile taşıyamazsın. Ağırlık taşımaktan da korkmamalı insan. Ne kadar ağır kaldırırsan, o kadar hafiflersin.

Adsız dedi ki...

eh, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir..